"HİÇ KİMSE İLÇENİN HUZURUNU BOZAMAZ"

               Telefonda para dolandırıcılığıyla hırsızlık olaylarına karşı halkı bilgilendirmek amacıyla mahalle toplantıları yapılmaya başlandı.

               Aşağıhatıpbağı Mahallesi'ni kapsayan ilk toplantı, Halk Eğitimi Merkezi salonunda yapıldı. Toplantıya, Kaymakam Gökhan Görgülüarslan, Garnizon Komutanı Üsteğmen Halil Aydemir, Emniyet Müdürü Oktay Topal, mahalle muhtarı Nevzat Karahan ve apartman yöneticileri katıldı.

               Kaymakam Gökhan Görgülüarslan, toplantıda yaptığı konuşmada, emniyet ve asayiş hizmetlerinin yerine getirilmesinde vatandaş desteğinin önemine işaret etti. Yöremiz insanının devletin kural ve kanunlarına saygılı olduğunu belirten Görgülüarslan, mahalle toplantılarının suçu önleyici faaliyetler olduğunu söyleyerek, "Takdir edersiniz ki artık içinde bulunduğumuz yüzyıl itibariyle hayatın bu kadar çeşitlendiği farklılaştığı ve yaşamın bu sadece belli bir alanda coğrafi olarak daha geniş bir alanda yayıldığı bir dönemde emniyet ve asayiş hizmetlerini sadece emniyete ve jandarmaya bırakmak çok gerçekçi olmamaktadır" dedi.

"BU İLÇE HEPİMİZİN EVİ GİBİ"

               Kamu görevlileri kadar vatandaşların da bazı yükümlülüklerinin bulunduğunu vurgulayan Görgülüarslan, "Ama her nedense biz toplum olarak vatandaş olarak sorumluluklarımızı bir kenara bırakıp hep işi bir başkasına havale ederiz. Bu yanlış, bunu çözmek durumundayız. Niye? Çünkü bu coğrafya, bu yaşadığımız alan hepimizin alanı. Bunu lütfen şöyle düşünün. Bu ilçe hepimizin evi gibi düşünün. Biz burada yaşıyoruz. Buradaki olası bir eksiklik olası bir sıkıntı problem sizlerin bizlerin hayatını doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkilemiyor mu, etkiliyor." diye konuştu.

"PARÇALARI BİRLEŞTİRELİM"

               Güvenliğin sağlanamadığı bir ortamda ekonomik gelişmeden ve toplumsal huzurdan  bahsedilemeyeceğini ifade eden Görgülüarslan şöyle devam etti:

               "Bu ilçede çok eksiklikler var diye düşünüyorum. Tek bu ilçenin değil geldiğim yerde de öyleydi. Ben buraların çocuğu sayılırım. Bu dediğim benim memleketimde de böyledir. Şöyle bir şey var: Ben komşumu gammazlamayayım. Ama bu hiç doğru bir davranış değil. Bu Anayasa'da bize verilmiş olan hakların hukukun kullanılmaması. Ben diyor, komşumu ispiyonlamam. Ama öyle değil, bu komşunun ispiyonlanacak bir hareketi var ki, onun adı ispiyonculuk değildir. Onun adı haktır. Siz hakkınızı kullanıyorsunuz. Orada bir yanlış iş yapıyorsa, emin olun doğrudan ve dolaylı olarak o yanlış hareketi ile sizi ve bizi etkiliyor. Ama siz düşünüyorsunuz, onu ben gammazlamayayım. Ama o onu düşünmüyor. Benim yapmış olduğum bu yanlışlıktan bu hemşerim o vatandaşım, o arkadaşım zarar görecek demiyor. Sizi düşünmeyeni, bizi düşünmeyeni biz niye düşünelim. Bence bir defa bunu kırmamız lazım. 155 ve 156 telefon hatlarını arayın. İsminizi bildirmek zorunda değilsiniz. Şurada şöyle bir şey var şüphelendiğimiz birisi var, yardımcı olun, bildirin. Çünkü sizin elinizde olmayan bizim elimizde var. Burada puzzle gibi düşünün. Sizin elinizdeki o parça bizim için diğer parçalarla birleştirdiğimizde bir bütünü ortaya çıkartacak belki. O yüzden bu toplantılar gerçekleştirilecek. Arkadaşlarımız bundan sonra tüm mahallelerimizdeki esnaflarımızla, büyük sitelerin yöneticileriyle bu toplantıları gerçekleştirecek."

"İLÇENİN HUZURUNU BOZANA TAVİZ VERMEYİZ"

               Şahsa ve mala karşı işlenen suçlarda ciddi artışlar olduğunu ifade eden Görgülüarslan, "Bu ilçenin huzurunu ve sükununu bozacak kişi, kurum, işletme ve işyerine bizim zerre kadar tavizimiz olmaz. Herkes sorduğumuzda bu ilçeyi ç ok seviyoruz diyor. Ama gereğini yapma noktasında ilçe kaymakamı olarak başta ben, benimle beraber çalışan bütün kolluk birimleri bu işin peşindeyiz ve vatandaştan da biz bu desteği bekliyoruz. Biraz da icraat yapmak durumundayız. Çünkü bu ilçeyi sevdiğimizi göstereceğiz. Bu ilçenin huzuruna dönük kim yanlış yapıyorsa bununla ilgili tedbirleri almak benim hukuki görevim. Sizin için bu ilçede yaşıyor olmanız, vatandaşlık hukukunun, komşu hukukunun bence bir gereği. Sizlerden isteğimiz istirhamımız bu. Sizin görmüş olduğunuz şüphelendiğiniz bir takım olaylar, bir takım kişiler olduğunda lütfen ilgili birimlere bildirin. 155 ve 156 ücretsiz. Oraları aramanız bizim için yeterlidir. Arkadaşlarımız hukuki işlemleri yapacaktır" dedi.

"DOLANDIRICILARA PARA GÖNDERMELERİNİ ENGELLEDİK"

               Emniyet Müdürü Oktay Topal da konuşmasında telefon dolandırıcılığı ve hırsızlık olaylarına dikkat çekerek, "Geçen hafta içerisinde 3-4 vatandaşımız bize gelerek durumu bildirdiler. Bunların telefonla dolandırıcılık yapan şahıslara parayı göndermelerini biz engelledik. Ama maalesef birkaç vatandaşımız parayı gönderdikten sonra bize geldiler. Ümit ediyorum ki, bu günden sonra alacağımız tedbirlerle ve sizlerin de bu konuyu mahallenizde bulunan, eşiniz dostunuz akrabalarınız ile paylaşarak bu konunun minimum seviyeye indirilmesini amaçlıyoruz" diye konuştu.

               Telefonla arayarak dolandırıcılık yapan kişilerin kendilerini cumhuriyet savcısı ve emniyet müdürü olarak tanıttıklarını ve para istediklerini anlatan Topal, "Geçtiğimiz yıllarda daha çok kontör istiyorlardı. Şimdi PTT kanalıyla para istiyorlar. Çünkü biz bankaları uyardık. Bankalarda görevliler bu konuda vatandaşlarımızı bir şekilde engelliyorlar. Fakat vatandaş bizzat parasını çekip bankamatikle yatırdığı taktirde en son çare olarak bunu düşünüyorlar. Bu şekilde emellerine ulaşıyorlar. Bunu daha çok postaneden gönderiyorlar" dedi.

"HIRSIZLIK OLAYLARINDA BULGU YOK"

               Geçtiğimiz yıl ilçemizde yaşanan 8 hırsızlık olayını, Güneydoğu'dan gelen bir grup tarafından gerçekleştirildiğini sandıklarını vurgulayan Topal, şöyle devam etti:

               "Sadece bizim ilçemizde değil bütün sahil ilçelerimizde gündüzleri kapı ziline basarak önce evde kimsenin olup olmadığını kontrol ettiler. Evde kimsenin olmadığını anlayınca direkt yukarı çıkıyorlar. Onlar için kapının göbeğini kırmak 3-5 saniyelik bir işlem. İçeri girip yatak odasındaki ziynet eşyalarını alıp gittiler. Vatandaşların bir kısmı olayı 3 gün, bir kısmı 10 gün, bir kısmı 15 gün sonra fark etti. Çünkü evde değillerdi. Başka yere gitmişlerdi. Dolayısıyla bize olaylar intikal ettiğinde şahıslar çoktan işlemlerini yapıp gitmişlerdi. Tabi işlerini çok profesyonelce yapıp olay yerinde hiçbir parmak izi ya da delil sayılabilecek hiçbir bulguya rastlayamadık. Sadece iki duyarlı vatandaşımız yaptığımız araştırmada şahısların eşgalini verdiler. Oysa biz bu toplantılarımızı daha önceden yapıp sizleri bu konuda bilgilendirmiş olabilseydik. Belki öyle bir durumda belki bizi ararlardı. Biz gelip o şahıslar hakkında gerekli araştırmaları yapardık ve şüphelileri yakalayabilirdik."

"İHBAR ETMEK VATANDAŞLIK GÖREVİ"

               Vatandaşların şikayet ve ihbarlarda çekinceleri olduğunu vurgulayan Topal, bir de uyarıda bulundu. Suçu gören vatandaşın bunu güvenlik güçlerine bildirme zorunluluğu bulunduğunu hatırlatan Topal, "Bu aynı zamanda bir vatandaşlık görevidir. Bunu bilmezseniz aynı suça iştirak etmekten, eğer ispat edilirse hakkınızda işlem yapılabilir. Tabi bizim amacımız hakkınızda işlem yapmak değil. Bizim amacımız işlenen bir olay hakkında vatandaşımızın desteğini almak. Bu tür konularda biz sizi deşifre etmiyoruz. İsmimin saklı kalmasını istiyorum derseniz biz hiçbir şekilde sizin adınızı vermeyiz. Şüpheli şahısla sizi karşı karşıya getirmeyiz" dedi.

"ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMAYIN"

               Emniyet Müdürlüğü olarak asayişin yanında trafik, pasaport, av tüfeği ruhsatı, plaka ve araç tescil gibi hizmetler de sunduklarını anlatan Topal şunları söyledi:

               "Yine biz göreve geldikten sonra trafik kazalarında bir azalma olduğunu tespit ettik. Bunun da temel sebepleri umuma açık istirahat eğlence yerlerine yapmış olduğumuz, trafik konusunda değişik zamanlarda gerek hız, gerekse alkol konusunda üzerimize düşen görevi yapmaya çalışmamızdandır.  Bundan sonra da bu tür kontrollerimiz kesintisiz şekilde devam edecek. Bazen ceza yazıyoruz. 70'den fazla giderken radara girene 316 milyon lira ağır bir cezadır. Özellikle asgari ücretle çalışan için büyük bir paradır. Bu cezayı yazarken vicdanımız sızlıyor ama görevimiz gereği bunu yapmak zorundayız. Önceden uyarılarımızı yaptık halen de yapıyoruz. Ama kontrollerimizi de aralıksız devam edeceğiz. Alkollü araç kullanarak bir insanın hayatına mal olan bir şahıs kasten adam öldürmekten yargılanıyor. Silahı çekip adam öldürmekle alkollüyken yoldan geçen yayaya vurup öldürmek eş değer bir suç. O bakımdan insanların alkollü araç kullanmasını istemiyoruz."