Bülent YAĞCIOĞLU
Ramazan’ın son günlerine yaklaşık. Ticari açıdan sakin bir ramazan geçiriyoruz. Buna mukabil bayram haftası, bayram alışverişi derken bayramla birlikte İnebolu nüfusunu ikiye, hatta üçe katlayan misafirlerin gelmesini dört gözle bekliyoruz. Kendim de esnaf olmam hasebiyle, konuya esnaf gözüyle bakıyor ve değerlendiriyoruz.
Hepimiz iyi biliyoruz ki, İnebolu’da yaz sezonu 1,5-2 aydan ibaret. Tabii ki bu 2 aylık sezonun yılın 12 ayını beslemesi gibi bir durum söz konusu değil. Kapasitemiz ölçüsünde, diğer aylara nazaran yaz sezonunda daha yoğun ve daha özverili hizmet etmeye çalışıyoruz.
Ailelerimizin geçimini sağladığımız “rızık kapısı” olan işyerlerimiz yaz sezonu yoğunluğuna hazır mı?
İnebolu’ya gelmeye hazırlanan yerli-yabancı konukların beklentileri neler olabilir?
Bizler hatalarımızı görüp, onları gidermeye çalışıyor muyuz? Kendimize özeleştiri yapıyor muyuz?
GÜLERYÜZLÜ ve SAMİMİ YAKLAŞIM’la, gelen misafirlerimize burada yabancı olmadıklarını hissettirmeliyiz.
Sattığımız ürünlerin üzerinde mutlaka fiyat etiketi bulundurmalıyız. Bizim buna dikkat etmemiz, işyerimize gelen herkesin (yerli-yabancı) o ürünü aynı fiyata aldığını gösterir. Böylece kimseye ayrımcılık yapılmadığını hissettirir.
Zamanı geldiğinde işyerlerimizde gerekli düzenleme ve tadilatları yapmalı, İnebolu’muzun gelişimine bununla az da olsa katkıda bulunmalı, tatlı bir rekabet çerçevesinde hizmet yarışına girmeliyiz.
Tabii ki bu doğrultuda teşvik amaçlı da olsa işyerini sürekli yenileyen, turizme katkıda bulunan memleketini seven insanlar ödüllendirilmeli ve onlara da hak ettiği değer verilmelidir.
Kaldırımları kendi menfaatlerimiz icabı işgal etmeyip, rahat yürünebilir halde tutmalıyız.
Evi yakın olan halkımız, çarşıya arabasıyla gitmek yerine yürümeyi tercih etmeli, en azından yaz sezonunda otopark sorununun çözümüne bu davranışla yardımcı olmalıyız.
İnebolu’muzun modern görünüme kavuşması ve pırıl pırıl bir tatil beldesi olması için hepimizin üzerine bir görevin düştüğünün bilincinde olmalı, bizler de taşın altına elimizi koymalı, her şeyi devletten beklememeliyiz.
İnebolu olarak bizler Türkiye’nin her tarafından gelen misafirlere ev sahipliği yapıyoruz. Az da olsa çeşitli ülkelerden de gelen yabancı turist potansiyelimiz var. Göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek de şudur ki, bizim İstanbul’da yaşayan 150 bini aşkın bir nüfusumuz mevcut. Ağırlıklı olarak memleketini seven, ata toprağını unutmayan hemşehrilerimiz, yoğun biçimde yaz tatilini İnebolu’da geçiriyor. Bundan dolayı hepsine minnettarız.
Tüm konuklarımıza mutlu, huzurlu, sağlıklı bir tatil yaşatmak dileği ve ümidiyle, hoşçakalın.