Yaz aylarına girmiş olduğumuz şu günlerde okulların tatil olması ile birlikte aileler çocuklarının yaz tatilini en faydalı şekilde geçirebilmeleri için çeşitli aktivitelere kayıt yaptırmaya başladılar bile…
Çocuklarımızın aile ve okulda almış olduğu eğitimle yetinmeyip çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almasına kendi isteği ve yeteneği doğrultusunda sportif kurslara ve müzikle ilgili faaliyetlere katılmasına öncü olmalıyız. En önemlisi çocuklarımıza cami alışkanlığını kazandırmalı ve yaz Kur’an kurslarına mutlaka göndermeliyiz. Camilerin ibadet yeri olduğunu, kendine has sessizliğinin ve adabının bulunduğunu, Kur’an-ı Kerim ve dua sesini, ibadet etmenin hazzını yaşamayı öğretmeliyiz.
İnebolu’da camilerimizin çocuk sesleriyle cıvıldaması, çınlaması cami cemaatini de fazlasıyla mutlu eder. Çocuklarının istikbalini düşünen her bireyin çocuğunu yaz Kur’an kurslarına göndermesi toplumsal bir görevdir. Eğer biz büyükler camilerde saf tutup namaza durduğumuzda arka saftan ve saf aralarından çocuk cıvıltıları gelmiyorsa geleceğimizden endişe etmeliyiz. Bu cıvıltıları zikir gibi görmeliyiz. Çocukların sesi caminin tesbihatıdır. Camileri cennet bahçelerine çevirmek istiyorsak çocuklarımızla doldurmalıyız.
Şunu iyi bilmeliyiz ki bugün cami personelinin ilgi gösterdiği çocuklar gelecekte cami ile ilgilenen yetişkinler olacaktır.
Yaz Kur’an kurslarına başlattığımız çocuklarımızın istikrarını ve devamlılığını takip etmeliyiz. Kurs başlangıcında gösterilen talebin bitime kadar fire vermeden devam etmesine ebeveynler olarak katkı vermeliyiz.
Çocukluğumuzda gittiğimiz yaz Kur’an kurslarında öğrenilen temel dini bilgilerin, ezberlediğimiz namaz surelerinin, en önemlisi anne babasına vatanına milletine faydalı bir birey olmak için verilen eğitimin hayat boyu işimize yaradığını ve belli bir yaşı geçtikten sonra bu bilgileri öğrenmenin daha da zorlaştığını göz ardı etmemek gerekir.
Camilere Kur’an öğrenmeye gittiğimiz çocukluk yıllarımda aklımda kalan bir ayrıntıyı anlatmadan geçemeyeceğim. Yetmiş seksen çocuğun içinde belki yirmi beş otuzunun Kur’an Elif Bası kitabı yoktu ve hocanın sesini yükselterek “Bir paket sigara parasıyla alınabilen bu kitabı almayan babalarınız bir paket sigara noksan içsin ve bu kitabı mutlaka alsın.” Diye bağırmasını hiç unutamam.
Çocuklarımız hem bizim hem de ülkemizin geleceğidir, çocuklar melektir. Camilerimizden çocuk kokusu eksik olmasın.
İlçe müftümüzün bir sohbetteki sözü ile yazımızı bitirelim. “BIRAKALIM ÇOCUKLARIMIZ MİNARELERİN GÖLGESİNDE BÜYÜSÜNLER.”