Gazetemizde yazmaya başladığım ilk andan itibaren devamlı olarak ülke meseleleri ve güncel siyasi olaylar hakkında kendi bakış açıma göre bir şeyler yazmaya çalıştım. Ve bundan sonra da yine güncel siyasi olaylar hakkında devam etmeyi düşünüyorum. Ama kendi yaşadığım ilçeye hizmet etmek amaçlı, bir genç olarak; ne yapılabilir? Ne olursa iyi olur ? gibi soruları da kendime sorarak birkaç başlık altında toplamak istedim.
Boyranaltı Faytonu
Benim hatırlayabildiğim kadarıyla (büyüklerimiz daha rahat hatırlar) eskiden Boyranaltı’da atlı fayton bulunuyordu. Yaz aylarında gelen turistler tarafından da ilgi gören bu araç hem İnebolu’yu gezdiriyor, hem de sahiplerine maddi kaynak sağlıyordu.Tabi günümüzde İstanbul Adalar’dan da hatırlanacağı üzere hayvanlara işkence ediliyor gibi tepkilerle karşılaşınca bunlar çeşitli yerlerde kaldırılmıştı.Bunun üzerine elektrikli faytonlara rağbet edilmiş ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank tarafından da teşvik edilmişti. Peki bu elektrikli faytonlardan İnebolu’muzda da görsek güzel olmaz mı?
Geriş Tepesi Seyir Terası
Ben şahsen İnebolu’yu tasvir ederken ‘Bizde güneş denizden doğar denizden batar’ şeklinde sık sık dile getiriyorum ve gelmeleri için de teşvik ediyorum. Geriş Tepesi’ne bir seyir terası yapılarak bu güzel manzarayı hem değerlendirmiş hem de ilçemiz adına maddi kaynak oluşturabilmek için bir adımda bulunmuş olmaz mıyız ?
Kadınlara Özel Sosyal Alan/Tesis
İnebolu’daki bence en büyük sorunlardan bir tanesi pazar kurulan günlerde yani Salı ve Cumartesi günlerinde dinlenebilecekleri,oturabilecekleri ve zaman geçirebilecekleri bir alan, park veya yerleşke bulunamamasıdır.Özellikle şehrin merkezinden uzaklaşmak istemeyip Boyranaltı’na gitmeyen ablalarımız, teyzelerimiz bu konudan oldukça muzdarip gibi görünüyor. Köprübaşında bulunan çeşmenin etrafında oluşan kalabalığı ise örnek verebiliriz. Erkekler için bu işlevi kahvehaneler gidermekte olup kadınlar ya yolcu arabalarının içinde veya köprübaşındaki çeşmenin etrafında beklemek zorunda kalıyor. Bunun için şehrin içinde sadece kadınlara yönelik bir sosyal alan oluşturularak hem bu sorun giderilebilir hem de bu yapının içinde kurulabilecek el sanatları çarşısı benzeri alanlarla bir gelir sağlanabilir.
Orhan Şaik Gökyay ve Oğuz Atay Kültür Evi
İlçemizin doğal güzelliklerinin ve tarihinin yanında bir de edebi bir kimliği bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri ise Gökyay ve Atay’dır. İkisi de İnebolu’da doğmuştur. İkisi de Türk edebiyatında derin izler bırakmıştır. Bu değerlerimizi bir kültür evinde veya bir müzede yaşatarak hem onlara olan vefa borcumuzu ödeyebilir hem de onlar hakkında yıl içinde çeşitli etkinlikler düzenleyerek İnebolu’nun adını daha çok duyurabiliriz.
***
Sosyal medyanın da önemli bir yer edindiği zamanda belediyemizin, özellikle Twitter başta olmak üzere sosyal mecralarda kendine has bir üslupla ülke geneline yönelik paylaşımlarda bulunması kanaatindeyim.
Bisiklet yolları, dere kenarı oturulabilecek alan çalışmaları, aşı boyalı İnebolu evleri temalı yolcu durakları, şehir içi peyzaj işleri ve pek çok şey İnebolu’ya kazandırılabilir. İnebolu deyince ne proje biter ne fikirler son bulur. Çünkü elde un var, yağ var, şeker de var. Bize de helva yapmak düşüyor.
Bunları yazma sebebim, bu projeleri yapabilecek bir belediye başkanının olmasıdır. Bu ve bunun gibi projelerle İnebolu’nun popülaritesi yükselir ve biz de daha yüksek bir sesle şunları söylemeye devam ederiz: ‘Kayıkla kağnının mucizeler yarattığı, aşı boyalı konaklar diyarı, maviyle yeşilin buluşma noktası, güneşin denizden doğup denizden battığı,İstiklal Madalyalı tek ilçe olan İneboluluyum’