Anasayfa » İNEBOLU
06 Mayıs 2022, 16:28 Editör:
ANNE HAKKI ÖDENMEZ
Geçtiğimiz günlerde öğle namazının peşinden bir cenaze namazı eda ettik.
Bazen musallada yatan mevtanın kim olduğunu bilir, bazen de bilmediğimiz halde cenaze namazına iştirak ederiz.
Vakit namazının bitiminde Müezzin Efendi "Küllü Nefsin Zaigatül Mevft Sümme İleyna Turceun" derse musallada bir cenaze olduğunu anlar, Orta Cami'den çıkar, Yeni Caminin avlusuna cenaze namazını kılmaya gideriz.
O gün de öyle yaptık.
Musallada bir annenin yatıyor olduğunu, cenaze namazını kıldıran Hoca Efendi'nin cemaate hitaben yaptığı konuşmadan anlıyoruz. Doğal olarak cemaat arasında son yolculuğuna uğurladığımız annenin evlatları da bulunuyor. Hocamız onların nezdinde tüm cemaate, Anne hakkı ile ilgili ders niteliğinde birkaç cümle ediyor. Bizler de can kulağıyla dinliyor, üzerimize vazife çıkarıyoruz.
Hac sırasında bir sahabe hasta annesini omzuna alarak defalarca Kâbe'yi tavaf ettiriyor.
Sonra Resûlullah(S.A.V)'in yanına gelerek;
"Ya Resûlallah, Annemi sırtımda taşıyarak hakkını ödemiş olur muyum? diye soruyor.
Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz ise;
"Hayır, sana hamile iken alıp verdiği bir nefesin bile hakkı değildir " buyuruyor.
Evet; Anne hakkını ödemenin hiç te kolay olmadığı anlaşılıyor bu Hadis-i Şerif'ten...
Çünkü Anneler, neler taşıyor neler...
Bir anne, evvela bebeğini karnında taşıyor. Bu yükünden dolayı ne yüksünüyor, ne de usanıyor.
Nihayet bebeğini dünyaya getirip kucağında taşımaya başlıyor. Çünkü anne kucağı bebek için en sıcak, en emniyetli liman özelliği taşıyor.
Anne için ise bebeğini kucağında taşımak, dünyanın en değerli yükünü taşımaktan daha büyük anlam ifade ediyor.
Bir süre sonra bebek kucaktan iniyor, kendi ayakları üzerinde yürümeye başlıyor. Ama, annenin taşıma görevi bitmiyor. Birkaç adım attıktan sonra yorulan yavrusunu, bu defa da sırtına alıyor. Anneler tarlada ekin taşıyor, bahçeden meyve taşıyor, pazardan erzak taşıyor, bu arada yavrusunu da sırtında taşıyor.
Çocuk büyüyüp okula başlıyor. Anne onun elinden tutuyor, okula götürüp, kaydını yaptırıyor. Aylarca onunla birlikte okula gidiyor, geliyor. Çocuğunun çantasını, beslenmesini taşıyor.
Çocuk biraz daha büyüyüp, delikanlı oluyor. Liseyi bitirip, üniversiteye gidiyor. Ailesinden uzakta yaşamaya başlıyor. "Acaba evladım oralarda ne yapıyor, ne yiyip ne içiyor, geceleri üstünü kim örtüyor" diye kaygılanıyor. Okul bitiyor, çocuğunun bir işe girebilmesi için dualar ediyor, çareler arıyor.
Sonra askerlik günü geliyor çatıyor, asker annesi olmanın onurunu taşırken, hasretliğini yüreğinde taşıyor.
Artık annenin, kızını gelin etme, oğluna ise gelin alma zamanı gelmiştir. Evlatlarının mürüvvetini görmenin sevinci ve heyecanını yaşıyor.
Bir süre sonra torunları oluyor, bu defa da onları taşımaya başlıyor. "Yavrumun yavrusu" diyerek bağrına basıyor. Annelik şefkati aynen evlatta olduğu gibi torun için de tazeliğini koruyor.
Zaten ömür dediğiniz nedir ki? Bu kadar telaş içinde geçen hayatın sonu Allah'ın takdiri ile gelmiş oluyor. Yüklerini dünya hanında bırakan anne, emaneti sahibine teslim ederek ebedi aleme doğru yola çıkıyor. İşte bu son yolculukta taşıma görevi evlada düşüyor.
Evet; iki gün sonra pazar günü Anneler günü...
Bu vesileyle önce Canım Annemin sonra tüm annelerin gününü kutluyor, annelerin razı olduğu, hayır dua ettiği evlatlardan olabilmeyi Allah'tan diliyorum.
ANNELER GÜNÜNDEYİZ
SANKİ BİR DÜĞÜNDEYİZ
DUYGU DOLU, ZİNDEYİZ
ANNE, HİZMETİNDEYİZ.
HERKESİN VAR ANNESİ
BİR DE YAŞLI NİNESİ
ELLERİ ÖPÜLESİ
SEVGİ, ŞEFKAT SİMGESİ
EVLADINI TAŞIYAN
ONLAR İÇİN YAŞAYAN
AHF'ADINA AŞİYAN
ANNENİ OL TAŞIYAN
TAŞINDIN, SEN DE TAŞI
AŞ YEDİN, YEDİR AŞI
NE KALP KIR, NE ÇAT KAŞI
DOĞRU BAK, OLMA ŞAŞI.
| Bu haber 3156 defa okunmuştur.