Anasayfa » İNEBOLU
15 Ekim 2022, 11:40 Editör:
VEHBİ KOÇ;"BENİ İNEBOLU'YA GÖTÜRÜN" DEDİ...
İnternet ortamında İnebolu ile ilgili bir şeyler araştırıyorum. Bir sitede "Kastamonulu birbirini sevmiyor" başlıklı bir yazı görüyor, okumaya başlıyorum...
Yazının ana konusunu Mehmet Yaman'la yapılan röportaj oluşturuyor.
Mehmet Yaman, Kastamonu'da köklü bir ailenin bir mensubu olup, uzun yıllar eğitim, ticaret ve siyaset alanında adından söz ettirmiş bir şahsiyet.
Röportajda; Kastamonu ve Kastamonulular ile ilgili tespitlerini şöyle sıralıyor. "Kastamonu'nun kalkınması sadece iki unsurla başlatılabililir. İnebolu limanı ve Karadeniz Sahil yolu bir an evvel yapılmalıdır."
Mehmet Yaman'a göre İnebolu limanı ve sahil yolu ile ilgili düşünceler 1987 yılında Vehbi Koç ile yaşadığı bir anekdot sonucu şekilleniyor. Koç bayilikleri ile gelişen dostluk neticesinde Vehbi bey Kastamonu'ya geliyor ve Yaman ailesinin konuğu oluyor. Mehmet Yaman, Vehbi bey'e Kastamonu'yu gezdirirken şu cümlesi dikkatini çekiyor. "Beni İnebolu'ya götürün!"
İnebolu'ya gitmek istemesi, Mehmet Yaman'ı şaşırtıyor. Yola çıkılıyor. Vehbi Koç geliyor diye, herkes hazırlık yapıyor İnebolu'da. Çarşı merkezinde geziyoruz. Vehbi bey "Ben burada bir otelde kaldım, 1919-1920 yıllarında, o oteli bulun bana" diyor. Oteli buluyoruz, otel harabeye dönmüş. İnebolu'ya ne yapmaya geldiğini soruyorum. "Ben ithalat yapardım. Mallarım buraya gelirdi" cevabını alıyor, o yıllarda, imkansızlıklar ve kötü yollara rağmen Türkiye'nin bütün malının İnebolu'ya geldiğini öğrenmiş oluyorum.
Ve diyorum ki; İnebolu limanının yapılıp, ticaretin eski haline dönmesi Kastamonu'nun da önünü açar. Çocukluğumda hatırlıyorum. Ellili, Altmışlı yıllarda Kastamonu'da Dodge, Desoto, Ford bayileri vardı. O dönemde Kastamonu ve İnebolu'da gemi acentaları mevcuttu. Kastamonu'da yetişen buğday yetiyor artıyordu. Hayvancılık para kazanıyor, ormancılık köylüye geçim kaynağı oluyordu. Kastamonu'da ayakkabı fabrikası, İnebolu'da gazoz fabrikası, Tosya'da elma suyu ve telâ fabrikası bulunuyordu. Dokumacılık vardı. İnebolu limanı işliyordu. Tüccarlar geliyor, mal alıyor, satıyor, barınıyor, konaklıyor, mal sevkiyatını organize ediyor, kısacası hareket oluyordu.
Peki şimdi, Türkiye şartları ne? Ona göre hareket etmek lazım. Yol yapmak lâzım. İnebolu limanını işletip, bağlantı yolları yapmak lazım. Karadeniz otoyolunun İnebolu'dan geçmesi lazım. O zaman korkunç güzel şeyler olacaktır inanıyorum.
Ekonomik anlamda Kastamonu'nun, 50-60 yıl öncesine göre daha az gelişmesi ve geri kalmışlık sebeplerini de şöyle sıralıyor Mehmet Yaman;
"Diğer şehirler sanayi yatırımları yaparken, Kastamonu'ya Bölge müdürlükleri kurulması için uğraş vermiş siyasetçiler. Akabinde memur-işçi kadroları yerleştirilmiş. Ticaret yapmaya çalışanlar kalifiye eleman bulmakta güçlük çekmişler hep. Devlet memurluğu hayali ile yetişen gençlik gördük bir dönem. Seksenli yıllarda Kastamonu'da inşaatlarda çalışacak insan bulunamaması, Vezirköprülülere inşaatlarda iş imkanı sağlamıştır mesela."
Kastamonu'ya yem fabrikası kurulmuştur.
Fakat Kastamonulu gidip yemini Çankırı'dan almıştır.
Kastamonu'lu doktor gelip memleketinde çalışır, çocuk doktoru olmuştur. Memleketine hizmet etmek ister. Başka bir çocuk doktoru da dışarıdan gelmiştir. O'nun kapısında kuyruk olur, bizim doktora kimse gitmez...!
Kastamonulu birbirini sevmiyor diyor Mehmet Yaman. Kendi bakış açısıyla tespitlerini sıralıyor yayınlanan röportajda.
Bizlere de ders çıkarmak düşüyor belki...
Belki de bu şekilde yaşamak mutlu ediyor bizleri.
O zaman şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya;
Ne zaman birbirimizi sevmeyi öğrenirsek, birlik ve beraberlik içinde memleketimizin gelişmesi için çabalarsak, işte o zaman Kastamonu kalkınır.
KALIN SAĞLICAKLA
| Bu haber 3532 defa okunmuştur.