İnebolu dışında yaşamını sürdürüp, memleket özlemi çekenler.
İNEBOLU'LU OLMAK BİR AYRICALIKTIR.
Herhangi bir şey değildir.
Onurun ve gururun adıdır.
Bu cümle İnebolu'lu olmayanlar tarafından söylenirse daha da anlam kazanır.
Aynen öyle de oluyor...
Kastamonu gazetesi yazarı Nail Tan geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme alıyor.
"İnebolu gibi bir ilçemiz varken..." diye başlık atıyor.
Yazının içeriğinde "İnebolu'nun değerini gereği gibi biliyormuyuz, öneminin bilincindemiyiz?" gibi sorularla giriş yapılıyor. Ardından İnebolu'da ki eski askerlik şubesi ve eski cezaevi binasının restore edilip, İstiklâl yolu müzesi olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Türk Ocağı binasının "Atatürk ve şapka müzesi" olarak kullanılmasının daha doğru olacağıyla ilgili görüş belirtiliyor.
Ve Atatürk'ün İnebolu ziyaretinde misafir edildiği evin kamulaştırılarak "Atatürk Evi" adıyla müzeye dönüştürülmesi fikrini ortaya atıyor.
Sonuç bölümünde ise Sayın Nail Tan diyor ki...
İnebolu'lulara saygımız sonsuzdur. Onlar ilçeleri için neler yapılması gerektiğini elbet iyi bilirler, ama sonuç ortada!
İnebolu'lu olmak bilenler için büyük bir onurdur. KEŞKE İNEBOLU'LU OLSAYDIM.
Evet bu cümlelerden bazılarını duyunca gururlanıyor, bazı cümleleri ise yapıcı eleştiri olarak kabul ediyoruz.
Kastamonu'nun İnebolu gibi bir ilçesi varken hakettiği konumda olmadığını her zaman dile getiriyoruz.
Karabük'ün Safranbolu'su, Ankara'nın Beypazarı, Bartın'ın Amasra'sı ne konuma geldiyse, Kastamonu'nun İnebolu'sunun da aynı konuma gelmesi için bir şeyler yapılmasının şart olduğunu düşünüyoruz.
Ama nasıl?
El birliğiyle...
En yetkilisinden, en ilgilisinin gayretiyle.
Tarihi ve kültürel değerlerinin kullanımıyla.
Geçmişine sahip çıkılmasıyla.
Doğru ve mantıklı her fikrin benimsenip icraata geçirilmesiyle.
Sonucun diğer ilçelerden daha iyi olacağı ile ilgili hiçbir şüpheye düşmüyor, gelecekte İnebolu'muzun önünün açık olduğunu düşünüyorum.
İnebolu'nun lâyık olduğu konuma en kısa zamanda gelmesi dilek ve temennisiyle.